Sürekli bir yerlere yetişmeye çalıştığın, yapılacaklar listesinin hiç bitmediği, ama günün sonunda “Hiçbir şey yapmamışım gibi hissediyorum” dediğin günler oluyor mu?
Benim çok oluyor. Hele ki 2.5 yaşında bir çocuğun varsa, bazı günler sadece “gün bitti mi?” demek bile başarı sayılıyor.
Ve sonra düşündüm: “Acaba bu kadar koşturmak yerine biraz yavaşlasam, daha mı çok şey başarırım?”
İşte bu yazıda, yavaş yaşam (slow living) felsefesini üretkenlikle nasıl birleştirebileceğimizi konuşacağız. Spiritüel değil; gerçekten günlük hayatta işe yarayan yöntemlerden bahsedeceğim. Hazırsan başlayalım!
Yavaş Yaşam Nedir? Üretkenlikle Ne Alakası Var?
Yavaş yaşam, temelde “koşturmadan, sindirerek, anda kalarak yaşamak” demek. Her şeyin hızlandığı bu çağda kulağa radikal gelebilir. Ama aslında tam da ihtiyacımız olan şey bu.
Yavaş yaşam:
- Sürekli meşgul olmak yerine odaklanmayı tercih eder.
- Tüketmek yerine üretmeyi önceliklendirir.
- Daha fazla şeye sahip olmayı değil, anlamlı olanla yaşamayı hedefler.
Peki bu ne alaka diyorsan, şöyle açıklayayım:
Hızlı yaşadığımızda sadece daha çok şey yapmaya çalışıyoruz. Ama bu her zaman daha üretken olduğumuz anlamına gelmiyor. Tam tersine; dağılmış, yorgun ve tükenmiş hissediyoruz.
Neden Sürekli Yoğunum Ama Bir Türlü Üretken Hissedemiyorum?
Bu soruyu kendime çok sordum.
Bir gün dolu dolu geçiyor ama akşam olunca içimde “Bugün hiçbir şey yapamadım” duygusu oluyor.
Sebebi ne?
- Sürekli bir şeyler yapıyoruz ama çoğu zaman önemli şeyleri değil.
- Bildirimler, mailler, sosyal medya… Zihnimiz hep meşgul ama hiçbirine tam odaklanamıyoruz.
- Çok şey başarmaya çalışırken “az ama anlamlı” olanı kaçırıyoruz.
Yani meşgul olmak ≠ üretken olmak.
Yavaş Yaşamın Üretkenliğe Katkısı: Kendi Deneyimlerimden
Yavaş yaşamı hayatıma katmaya başladığımdan beri fark ettiğim birkaç şey var:
- Sabah Rutinim Sadeleşti
Artık sabahları ilk iş olarak telefonuma bakmıyorum. Tabii bu, çocuğum sabah beni uyandırdığı anda o gün ne kadar enerjik olduğuna da bağlı 🙂Ama elimden geldiğince, bir “anne versiyonu” sabah rutini oluşturmaya çalışıyorum.
Onun yerine:
- Sessiz 5 dakika
- Küçük bir kahve töreni
- O günün en önemli 3 işini not almak
Bunlar hem zihnimi toparlıyor hem de güne daha odaklı başlamamı sağlıyor.
2. Aynı Anda 10 İş Yapmıyorum
Eskiden 3 sekmede çalışır, bir yandan telefona bakar, diğer yandan müzik açardım.
Şimdi tek işe odaklanıp, gerçekten bitirmeyi seçiyorum.
Ve bu hem daha hızlı sonuç veriyor hem de içimde bir başarı hissi bırakıyor.
3. Molaları Suçluluk Değil, Şarj Gibi Görüyorum
Yavaşlamak sadece tembellik değil.
15 dakikalık bir yürüyüş bile zihinsel detoks gibi geliyor.
Oğlum uyuduğunda ya da kendi kendine oyun oynadığı nadir anlarda, kendime minik molalar veriyorum. Bazen sadece sessizce oturmak bile meditasyon gibi geliyor.
Molalar artık “zaman kaybı” değil; “kendime yatırım”.
Az Ama Öz: Minimalist Üretkenlik İçin Küçük Adımlar
Eğer sen de bu yaklaşımı denemek istersen, işte başlayabileceğin bazı minik adımlar:
Günde Sadece 3 Hedef Belirle
Listeyi kabartmak yerine, gerçekten önemli olan 3 işi seç.
İnan bana, 3 anlamlı iş, 10 yüzeysel işten daha değerli.
Zamanı Bloklara Ayır
Sabah odak, öğlen iletişim, akşam toparlama gibi…
Günün ritmini bilmek seni boşlukta hissettirmez.
Bildirimleri Kapat
Uygulamalarda “sessiz zaman” ayarla.
Günde 1–2 kez sosyal medya kontrol etmek, 15 kez kontrol etmekten daha verimli.
Kendine Yavaşlatıcı Alışkanlıklar Ekle
- Sabah 5 dakika meditasyon
- Öğle arasında kısa bir yürüyüş
- Akşam telefonu bırakıp kitap okumak (ya da en azından oyuncaklarına daldığında eline alabileceğin bir kitap 😊)
Bu alışkanlıklar, zihinsel yükünü azaltır.
Yavaş Ama Verimli Bir Gün Nasıl Planlanır? (Örnek Rutin)
Tabii herkesin düzeni farklı ama bu sana bir fikir verebilir:
Sabah (08:00–10:00)
- Sessiz bir başlangıç
- Günü planlama
- En önemli işin tamamlanması
Öğlen (12:00–13:00)
- Hafif bir yemek
- 10 dakikalık yürüyüş
- Yeni görev öncesi “boşluk zamanı”
Öğleden sonra (13:30–16:00)
- Odaklanma bloğu
- Toplantı varsa tek bir saate topla
Akşam (17:30 sonrası)
- Günün mini değerlendirmesi
- Teknolojiden kopma
- Kendine zaman: hobi, kitap, aile
Başlamak İsteyenler İçin: Mini Slow Living Rehberi
“Yavaş yaşam güzel ama nereden başlayacağım?” diyorsan, işte 5 basit öneri:
- Sabah ilk 30 dakikayı ekransız geçir.
- Yapılacaklar listeni sadeleştir.
- Günde 2 kez odak bloğu oluştur (bildirim kapalı).
- Kendine 15 dakikalık mola izni ver (gönül rahatlığıyla).
- Yavaşlatan bir alışkanlık edin (yürüyüş, nefes, çay molası).
- Çocuğunla birlikte yavaşla.
Parkta yürüyüşe çıkmak, birlikte kitap bakmak, oyuncakları sakince sıralamak… Bunlar hem onunla bağ kurmanın hem de yavaşlamanın yolları.
Bonus olarak birkaç uygulama önerisi:
Sen de Yavaşlayarak Daha Fazlasını Başarabilir misin?
Hızlı olmak bazen yavaşlatıyor.
Ben artık işlerimi yetiştirmek için değil, daha az ama daha anlamlı yaşamak için yavaşlıyorum.
Bir anne olarak bazen tek üretkenliğim “oyuncakları toplamak ve tekrar dağılmasına izin vermek” gibi görünebilir. Ama yavaş yaşam bana gösterdi ki, üretkenlik sadece yapılacakları bitirmek değil; anda kalmak, çocuğumla kaliteli zaman geçirmek, kendime de biraz nefes alanı açmak.
Yavaşlamak bana sadece huzur değil, üretkenlik de getirdi.
Sen de kendi ritmini bulmak istersen, yukarıdaki önerilerle başlayabilirsin.
Belki de “azla daha fazlasını başarma” yolculuğunun ilk günü bugün olur.
Senin üretkenlik anlayışın neye dayanıyor?
Koşmayı mı tercih ediyorsun, yavaşlamayı mı?
Yorumlarda düşüncelerini duymayı çok isterim.
Buraya kadar okuduğun için teşekkür ederim.
Bunu beğendiysen clap butonuna tıklamayı unutma ve diğer içeriklerim hakkında bilgi sahibi olmak istersen abone ol.
Tekrar teşekkürler.
Selin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder